31 Mart 2008 Pazartesi

KIRILGAN


Kırılgan bir çocuğum ben
Yüreğim cam kırığı
Bütün duygulardan önce
Öğrendim ayrılığı
Saldırgan diyorlar bana
Oysa kırılganım ben
Gözyaşlarım mücevher
Saklıyorum herkesten
Ürküyorlar gözümdeki ateşten
Ürküyorlar dilimdeki zehirden
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen
Gözükara cesaretimden
Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum,
Bir yanı çılgın dağ doruğu.
Oysa böyle yapmasam ben
Nasıl korurum
İçimdeki çocuğu?
Bir yanım çılgın nar ağacı
Bir yanım buz sarayı.

Murathan Mungan

16 Mart 2008 Pazar

TELEFON


Dedemin ölüm haberini, bir an durakladıktan sonra,
babam vermişti telefonda. Babamınkini dayım.
Bu kez de işte duraklayan annem: Atakan!
Hiç bitmez gibidir telefonda donakalınan o an!

Bir başka hışımla ağaçlar hışırdamaya başlar,
sabaha karşı uyanıldığında o telefonla,
temmuzun orta yerinde bu ülkede bazen
işte böyle geliverir sonbahar birden adeta.

Cılız bir haziran güneşinin sevinciyle belki,
unutulmuş olabilir birkaç günlüğüne ama,
böyle günlerde dank eder yine insanın kafasına:
tüm hayatlar eksik, tüm ölümler vakitsizdir.

Roni Margulies
SU İÇİN


gamzeleri olsun geceleri ay doğsun düşüne
balıklar yüzsün içinde karıncalar su içsin
bir dağdan kopsun kar sularıyla çoğalsın
kim susamışsa aksın onun ağzına kalbine
her sabah yüzünü yıkasın çocukların
kırlardan geçsin sümbüllere uğrasın
çöllere uğrasın vaha olsun aşkın tubası
yakılan ormana dal olsun yeşersin öyle

gamzeleri olsun geceleri ay doğsun yüzüne
kavaklara gülümseyip salkımsöğüte eğilsin
unutmasın yoksulları uğrasın ekinlere
namık şiir yazsın yine su için su için diye

gecesi ay olsun gamzesi olsun gülümsesin
acısın diktatörlere katillere bile acısın
amsterdam'a ay yoksul kırlara yağmur
çavlan olsun yağmur ormanlarına aksın
aksın ve silsin yeryüzünde ne kadar sınır
ne kadar sınırlama varsa insan kalbine dair
katliama dair ne varsa doğada silsin bir bir
geceleri ay olsun gamzeleri olsun gülümsesin

geceleri ay olsun gamzeleri olsun gülümsesin
rüzgara katılsın şarkı olsun çoğalan aşk olsun

Mehmet Çetin

8 Mart 2008 Cumartesi

OLDU BİR KERE


Kızın gözleri yeşildi
Saçları bir kucak duman
Kızın gözleri yemyeşildi
Saçları öylesine duman
Rüzgârlı bir gecede çıkageldi
Kimseler duymadan
Yürüdü tıpış tıpış
Odalardan içeri
Yürüdü aynalarda yemyeşil gözler
Yürüdü eller ayaklar omuzlar
Yürüdü kalçaların en güzeli
Yürüdü yürüdü
Dünya birden dumanla doluverdi
Çektim yıldızların üstüne perdeyi
Rüzgârlı bir gecede
Çektim yıldızların üstüne perdeyi
Ne olduysa
Rüzgârlı bir gecede oluverdi

Suat Taşer
RASGELE


Ellerin
Ellerime değse rasgele
Parmağın, parmağıma
İçimden yıldızlar uçuşur
Sana, taaa sana.

Gözlerin
Gözlerime değse rasgele
Dizlerin, dizlerime
Yağmurlar yağar içime
Taa içime.

Bir soluğun değse,
Bir dudağın değse yüzüme
Bir daha
Bir daha değse

Ve bir daha değse

Rasgele!..

Orhon Murat Arıburnu
AŞKLAMA


Şaraptı rakıydı şuydu buydu
Kişi esrimeyi bir aşkta tatmalı ilkten
Dedim ya ondan gayrı korkuluğa güvenmem
İçtiğim hep aşktı benim gerisi tortu

Sevişik bir keçi yumukgöz oğlağına
Özüne aşk sızmış sütünü emziriyor
Yumurtasını bir kovuğa koyarken
Aşkı da koyuyor anaç zargana

Aşk mavisi tükendiyse o boşuna denizde
Bil ki diken bir çamurla örtülüdür sığlığı
Niye enez bu zambak diye sordular mıydı
Aşksız geçen günlerinde örselenmiş, de

Aşk bürünmeseydi de bak hiç şakır mıydı
Şu bir damlacık isketeyi tâ gagadan kuyruğa
Kişi gönlünü yitirdi mi ne yüzle çıkar sokağa
Yaşamda nesi varsa aşk işte onun adı

Ansıyın, aşkla yağdı da sular
Ondan kokulandı ıtır çekirdeklendi elma
Doğayla elele bizi üreten sevgi var
Evrende en soylusu sezdim ki bu çoğalma

Metin Eloğlu
SENİ ANMAKLA ARTIYORUM


korkak değilim umutsuz değilim bundan böyle
değiştirdim sana yaraşmayan günlerimi verdiklerinle

sana yaraşmayan ne varsa bir bir çıkarıp attım
yeller esiyor şimdi o büyük karanlığımın yerinde

geldin kutsal bildiklerimi yeniden tanımladın
ülkemi bir bakışta bağladın güzelliğine

en varılmaz yerlere vardırdın ellerimi
en gizli denizleri açtın gemilerime

sensin artık adı bir dönülmezliği çağıran
kelimeleri ölümsüz kılan şiire.

Kemal Özer
KIŞ BİTTİ


"Vedalaşmaların ilmini yaptım ben,"
Sürgünlerin uzmanlığını.
Bir vapur nasıl kalkar bir limandan.
Tren nasıl acı acı öter, öğrendim.

Yıllarca mektuplarla yaşadım.
Kaçak tütün,yasak yayın
Larla beslendim.
Unutmadım. Unutmadım.

En çok yelkenleri özledim
Bozkırın buzlu yalnızlığında.
Dağlar yoktu, dağlar yoktu,
Rüzgârlara yaslandım.

Çılgın mıydım, tutsak mıydım
Yüreğinde karanlığın?
Kan kurudu-
Ben gül oldum açıldım.

Cevat Çapan
BİR SABAH UYANMAK


Bir sabah ellerin cebinde çık evinden
Ceketin iskemleye asılı kalsın
Bekliye dursun dostun
Kahvede
İşe gitmekten de
Bugünlük vazgeç.
Öylece dolaş çiçek kokan sokaklarında
Güzel şehrinin.
Yeniden tat gökyüzünü
Ağaçlara selâm ver!
Apartmanların hatrını sor!
Senden başkaları için değil
Bu güzel gün
Mavi gök.

Sabahattin Kudret Aksal

2 Mart 2008 Pazar

Bağışla

Ya zamanından çok erken gelirim
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi

Mutluluğa hep geç kalırım
Hep erken giderim mutsuzluğa
Ya her şey bitmiştir çoktan
Ya hiçbir şey başlamamış

Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın
Ölüme erken seviye geç
Yine gecikmişim bağışla sevgilim
Seviye on kala ölüme beş

Aziz Nesin