21 Eylül 2009 Pazartesi

BAYRAM YEMEĞİ


Korkarım felekte bir gün
Bir bayram yemeğinde
Anam babam gibi kardeşlerim de
En güzel dalgınlığında ömrün
Beni gurbette sanıp
Keşke gelseydi bu bayram diyecekler
Ve birdenbire yürekler
Aynı acıyla yanıp
Hepsinin gözleri yaşaracak
Öldüğümü hatırlayarak

Cahit Sıtkı Tarancı

23 Ağustos 2009 Pazar

ELELE BÜYÜTTÜK SEVGİYİ


Rahşan'a

birlikte öğrendik seninle
avucumuzda yüreği çarpan
kuşa sevgiyi

elele duyduk kumsalda denizin
milyon yılda yonttuğu
taşa sevgiyi

tırtılları tanıdık seninle baharda
tırtılken daha sevmeyi öğrendik
sevgiden üreyen kelebeği

toprağı evimiz gibi sevdik seninle
birlikte sevdik kuru toprakta
ev kuran köstebeği

köstebeğinden toprağına taşına
tırtılından kelebeğine kuşuna
elele sevdik bu dünyayı

acısıyla sevinciyle sevdik
yazıyla kışıyla sevdik
köy-köy ülke-ülke

gökler gibi sardı dünyayı
yağmur gibi sızdı dünyaya
dünya kadar oldu sevgimiz

elele büyütüp elele derdik
elele derip insana verdik
verdikçe çoğalan sevgimizi


Bülent Ecevit

26 Temmuz 2009 Pazar

ESMER


Şarkılardan çıkıp geldi bir esmer ansızın
Koyu renk gözleri çıldırasıya hüzünlü
Bir esmer geldi pencerelerden, kapılardan
Bir esmer geldi kokularla, baygın
Dökülmüş bir kadeh gibi
Kopmuş bir gerdanlık gibi
Bir esmer geldi
Darmadağın

Bir esmer geldi diyorum size
Tüy tüy
Işıl ışıl
Kapkara saçları alnına düşmüş
Öylesine öpülesi dudakları
Öylesine alımlı
Öylesine aşka çağıran
Şarkılardan, masallardan, romanlardan
Beste beste
Satır satır
Bir esmer geldi duman duman

Esmeri hüzzam makamında seviyorum
Bir kemanın telleri inliyor içimde
Bir kadın ut çalıp şarkı söylüyor
Sevdalı sesiyle, çok dokunaklı
Esmerle göz göze geliyoruz
Ben ürpertiler içinde tutkun, ışımış
Oysa korkulu düşler içinde ağlamaklı

Bir sigara yakıyorum
Parmaklarımı yakıyorum
Al sana işte gördün mü
Mazot döküp denizlerini de yakıyorum İstanbul'un
Demek ki ben kundakçının biriyim diyorum
Esmerde bir telâş bir heyecan
Onun bu haline bitiyorum

Şimdi hep gölgedeyim gölgede
Bir esmer gölgede
Ellerimizle gözlerimizle hüzzam yaşamaktayız
Sırtımızda kamçılar şaklıyor vahşi, keskin
Alabildiğine doru
Bir alanda şimdi onunla dörtnalayız

Ergeç tamamlayacağız birbirimizi
Bir yerde bir bütün olacağız
Umulmadık sonların özlemi içimizde
Ve o bir yerimizde
Burgu burgu sancısı özlemlerin
Derinlerde tâ derinlerde
Ergeç bir bütün olacağız

Daha güzelleşecek dizleri esmerin
Saçları daha bir kara olacak
Daha bir güzel
Daha bir hüzzam
Gitgide aydınlanacak güçlenecek
Gözlerinde parıltısı pırlantaların
Dudaklarında şarkıların en güzeli
Bir gün geldiği gibi esmer
Şarkılarla gidecek

Ümit Yaşar Oğuzcan

16 Temmuz 2009 Perşembe

"NE BÖYLE SEVDALAR GÖRDÜM, NE BÖYLE AYRILIKLAR"


Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylân su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm

Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni

Seni düşündükçe
Gül dikiyorum elimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları

İlhan Berk

16 Haziran 2009 Salı

BEYAZ ATLAR SURLARA


Benim yüzümde her şeyler var
Üç dilim ekmek bunlardan biri
Annem bir taşa oturmuş bunlardan biri
Sur dışlarında hafif bir eskici olur
Olur ya, bir kendi olur biraz da elleri
İnsan yalnız mı buna bir çare düşünmeli.

Dün biraz ağlamıştım bunlardan biridir şimdi
Çok gülünç bir şekilde kahveye giriyorum
Sorsam ya kapıdayken gözyaşı girilir mi
Girilmez, girilmez, bunu her mahmut biraz anlatır
Korkuyla anlatır, yüzünü baygın tutar anlatır
Kahveci, seni sevmiyorum bunlardan biri.

Bir deniz yandı gene, yansın ne çıkar sanki
İşte bir horoz öttü yüzümün yarısında
Yüzümde bir horoz var dünyanın biri
Seni sevmek neden mi, acı ve güzel
Geldikçe geliyorlar ellerinin elleri
Odalar! çıplak masalar! buna bir çare düşünmeli.

Bu da bir şarap olmalı şimdi boşluğu dolduracak
İçince bir korsan ağzıyla içmeli
Eskidir, yorgundur, kayıptır diye yüzler
Bir sinek bir sinek mi vurunca öldürmeli
Ve sinek öldü müydü hafif bir uzaklık olur
Olur ya, hem biraz dargındır hem biraz evli
İnsan sevdi miydi buna bir çare düşünmeli.

Edip Cansever
ÖZLEM


Bir gece,
Gecede bir uyku..
Uykunun içinde ben..
Uyuyorum,
Uykudayım,
Yanımda sen.

Uykumun içinde bir rüya,
Rüyamda bir gece,
Gecede ben..
Bir yere gidiyorum,
Delice..
Aklımda sen.

Ben seni seviyorum,
Gizlice..
El - pençe duruyorum,
Yüzüne bakıyorum,
Söylemeden,
Tek hece.

Seni yitiriyorum
Çok karanlık bir anda..
Birden uyanıyorum,
Bakıyorum aydınlık;
Uyuyorsun yanımda..
Güzelce.

Özdemir Asaf

12 Haziran 2009 Cuma

MÜEBBED HAPİS


Üç papaz üç asa mahkûm
Asın biri idama
Biri yirmi seneye
Biri de sana mahkûm
Biri öldü kurtuldu
Biri yattı kurtuldu
Sana mahkûm olanın
Vay başına gelenler

Ümit Yaşar Oğuzcan

24 Mayıs 2009 Pazar

MOZART, MAYAKOVSKİ,
PEYNİR, EKMEK VE KARANFİL, V.S.


Çağdaş adam peynirini yer
Mozart dinler
Kapatır şırrak diye
Kapısını bir dolabın
Zedelenir mi bu
Harikulade müzik
On sekizinci yüzyılın
Bekâreti

Sevgilim, sevgilim
Mozart
Hayatımıza girer
Lavaboda
Gargara yaparken
Ağrıyan boğazımızı

Çağım; peynir ekmek, Mayakovski
Kan, gözyaşı
Umut, sancı

Yine de koşarken
Bir karanfil almayı unutmam sana
Akşamüstü, otobüste
Akrobatik hareketlerle
Kurtarırım ezilmekten
Cebimdeki son bozuklukları
Yatırdığım karanfili

Seni
Kan ter içinde kucaklarım

Ataol Behramoğlu

22 Mayıs 2009 Cuma

TECELLİ


Nedir bu benim çilem
Hesap bilmem
Muhasebede memurum
En sevdiğim yemek imambayıldı
Dokunur
Bir kız tanırım çilli
Ben onu severim
O beni sevmez

Oktay Rifat Horozcu

7 Mayıs 2009 Perşembe

BİR PARK KONUŞKANI ÜSTÜNE


Güvercin kuşkusu cırlak güneş
En dar sokağı İstanbul'un
Ve limanı fenikeleştiren
Balkona astığı çamaşır

Örümcek öpüşlü kardeş
Ufak sineması sevginin
Yer ve gök imececisi
Arttıran dışa döndüren

Bir kelebek konsa ağzına
Ürküsü taşıran damla
Şeyin taşıranı her şeyin
Olunç duvarı odada

Mutu yaşayan mutsuzluğaysa
En yakıştıran kadın kendini
Beter bir park konuşkanı
Soruları çubuk gibi

Cemal Süreya

25 Nisan 2009 Cumartesi

HAPİSHANE ŞARKISI I


Göklerde kartal gibiydim,
Kanatlarımdan vuruldum;
Mor çiçekli dal gibiydim,
Bahar vaktinde kırıldım.

Yâr olmadı bana devir,
Her günüm bir başka zehir;
Hapishanelerde demir
Parmaklıklara sarıldım.

Coşkundum pınarlar gibi,
Sarhoştum rüzgârlar gibi;
İhtiyar çınarlar gibi
Bir gün içinde devrildim.

Ekmeğim bahtımdan katı,
Bahtım düşmanımdan kötü;
Böyle kepaze hayatı
Sürüklemekten yoruldum.

Kimseye soramadığım,
Doyunca saramadığım;
Görmesem duramadığım
Nazlı yârimden ayrıldım.

Sabahattin Ali

22 Nisan 2009 Çarşamba

KOŞMA


Sevip sevip yâri ele kaptırmak
Kara bahtın bana eski işidir.
Ömrümdeki yıllar kadar yâr sevdim
Her biri bir başkasının eşidir.

Canlar verdim her birinin yoluna,
Hepsi girdi bir yiğidin koluna,
Bülbül bile kondu bir gül dalına,
Boşta gezen bizim gönül kuşudur.

Baktığım yok üzüntüye, sevince,
Feryat etmem yâr başından savınca,
Benim gibi sevmelidir sevince:
Ne göz görür, ne kulağım işitir.

Kara saçım dik başımda kar oldu,
Ak saçımla yâr sevmesi âr oldu,
Bana vuran eller değil, yâr oldu,
Bu dert benim dertlerimin başıdır.

Kimi âşık dileğine ulaşır,
Sevdiğiyle cümbüş eder, gülüşür,
Kimi benim gibi garip dolaşır,
Asıl âşık kâm almıyan kişidir.

Sabahattin Ali

21 Mart 2009 Cumartesi

YALANSIZ


Ne güzel seni beklemek her gün
Ansızın çıkıp gelivermeni beklemek
Aynı koltukta oturmanı
Sigaranı yakmanı
Fısıldar gibi konuşmanı beklemek ve
Her şeyi anlatmanı yalansız gözlerinle

Sabrım kalmadı sen de biliyorsun
Dinle esmerim dinle
Artık ben konuşacağım bundan böyle
Sana şiirlerimin en içtenini yazacağım
Dupduru, apaydınlık, bembeyaz
Sevgilerin en temiziyle seveceğim seni
Saçlarını anamın saçları gibi okşayacağım
İbadet edercesine öpeceğim ellerini

İstemem
Seninle aramıza yalan girmesin
Seni sevemeyeceğim günü
Bana Tanrı göstermesin
Hep sen ol kollarımda
Bir yavru ceylan gibi ürkek
Bir panter gibi vahşi
Kimi gün bir melek kadar saf ve güzel
Kimi gün tepeden tırnağa dişi

Fakat unutma ki
Seninle bu aşkı
Boynumuzda birer yafta gibi taşıyacağız
Ve ne pahasına olursa olsun
Yaşayacağız esmerim, yaşayacağız
Sen ve ben
Yanacağız bu ateşte çaresiz
Bu alınyazımız bizim
Baksana, nasıl tutuşuverdik birdenbire
Ansızın nasıl da yakalandık
Bak! Bir el derinlere çekiyor bizi
Çok geç, kaçamayız artık

Ümit Yaşar Oğuzcan

19 Şubat 2009 Perşembe

ÇIRAK ARANIYOR


Elim sanata düşer usta
Dilim küfre, yüreğim acıya
Ölüm hep bana
Bana mı düşer usta?

Sevda ne yana düşer usta
Hicran ne yana
Yalnızlık hep bana
Bana mı düşer usta?

Gurbet ne yana düşer usta
Sıla ne yana
Hasret hep bana
Bana mı düşer usta?

Refik Durbaş
TESTİ


Dolu bir testi idim ben,
Başaşağı ettiniz beni;
Eh, boşalıverdim derken...
İyi mi ettiniz yani?

Sevgiler vardı içimde
Ezgiler vardı, iyilikler...
Boşaltıverdiniz, hem de
Düşürüp kırmaktan beter.

Hoş, yine bir testiyim ben,
Yine varım ama bomboş.

Ahmet Muhip Dıranas

24 Ocak 2009 Cumartesi

EŞCİL


Aşksa bu, ben buna varım, günlerim sığı;
Gündüze de kalasın diye sevdim seni geceden.
Eşcilim ben, ben buyum, ne güzel huy bu;
Bir hız gelsen, hemen olsan, sonra yazlar;
Bunca yıldan tatmadığım bir tırança balığı...

Belki gözlerinin kıymığı şu denizler!

Metin Eloğlu
SEVGİLİLER GÜNÜ I


bir elinden satın aldığım çiçeği
verdim öteki eline çingene kızının

Nevzat Çelik
SEVGİLİLER GÜNÜ II


sana çiçek alırken iskelede
elime değen eli kaldı aklımda
soğuktu şubatın ortası
nasıl tutar çingene kızının eli
bir rakı kadehinin beyazlığını

birahaneler boyu rıhtım caddesi'ni
topal bir değnek gibi yürüdüm
sanırım o gece
kadehe her uzanışında esmer
kontürler içine aldım
kar beyazı ellerini

Nevzat Çelik
BEN AŞK ADAMIYIM


Dolaştığım denizlerce düşünüyorum,
Bineceğim son gemi değil midir
Hayır sahibi omuzlarda giden tabut.
Herkes gibi teselliye muhtaç olsaydım eğer,
Derdim ki: "Elbet bir ağlayanım olur benim de;
Ramazan geceleri Yâsin okuyanım,
Baharda kabrime menekşe getirenim de."

Fakat bütün bunlar olmasa da olur,
Yine tasa etmem,
Yine kırılmam kimseye.
Ben aşk adamıyım,
Sevmeye geldim insanları,
Gönlümle, elimle, kafamla sevmeye;
Hesapsız, karşılıksız,
Ayrılık gayrılık gözetmeden.
Gün gelip gidersem şayet,
Öyle severekten gideceğim ki,
Karanlık kıyılardan bile olsa,
Candan selâmlarım,
Civarımdan geçecek gemileri;
Güneşli gemileri;
Şarkılı gemileri;
İçlerinde ben varmışım gibi!

Cahit Sıtkı Tarancı